21 Mayıs 2012 Pazartesi

Miyoooooooooooooo :)))

Artık 19. ayımızda bitti. Gittikçe büyüyoruz minik kuzumla. Bu aralar ağzımızdan pıtır pıtır yeni kelimeler dökülüyor. Bunlardan en güzelleride sonu miyoooo ile bitenler. Omiyooooo - gimiyoooo - gemiyoooo. Allahım o nasıl bir miyooo diyiştir. O nasıl bir ses tonudur. Gülmekten öldürüyor bizi. Standart şaşrıma tepkimiz A aaaaa zaten beni benden alıyor :) Kapı çalınca Ecannn diyişimiz anlatılmaz yaşanır bir boyutta. Suya HUUU süte Hütt başka bir komedi. Annecim o dilin var ya o dilin beni öldürecek. Nasıl tatlı bir şey oldun sen bölye. Bu aralar çok maceralarımızı var bizim de anne o kadar çok çalışıyor yoğun ve yorgun ki bir türlü toparlayıp son maceralarımızı yazamadı. Ama bunu atlamadan geçemeyeceğim. Geçenlerde babaanne ile büyükbabaya gittik.Dedemiz traktörle kızımı bütün gün köyde gezdirdi. Benimkide sanki traktör tepesinde doğmuş gibi kuruldu dedenin kucağına inmek binmedi. Bunun resimlerinide ayrıca ekleyeceğim. Tabi bu arada benim yüreğim hop oturdu hop kalktı o ayrı :)

9 Nisan 2012 Pazartesi

Maşukiye Macerası

Uzun bir kışın ardından bahar ile birlikte minik kuzumu ve annemide alarak hep birlikte Maşukiye de bir geceliğine ufak bir kaçamak yapalım dedik. Herkes bana sadece eşinle git bir gunluğune kafanızı dinleyin desede , ben minik kuzum butun kış evde çok sıkıldı , O da yeşillik görsün doğa görsün hava alsın diyerek inatla aile saadeti yaşamak istedim. :)
Ama ne saadet :) Öncelikle hep beraber Cansu ve Annemde dahil kısa bir yolculuktan sonra Maşukiye de Yazıcılar otel diye ahşaptan şirin bir otele geldik. Kuzum önce çok sakin mutlu ve şaşkın ortalıklarda koşturdu çığlıklar attı salıncaklara gitti ve misss gibi oksijeni aldı. Velhasıl bütün bebeklere uyku yapan ve iştah açan oksijen bizde ters tepti. Bütün bir gunumuz uyumadan ve yemek yemeden aç aç geçerken , uykusuzluğun verdiği memnuniyetsizlik ve memnuniyetsizliğin sessiz çığlığı olan Defne nin çığlıklar içinde ağlamalarıyla bir anda neye uğradığımızı şaşırdık. Annem ben Hüseyin ve Cansu kendimizi bir kenara bırakıp sürekli Defne yi mutlu etme çabalarıyla çırpınırken , ben bir elimde kaşık bir elimde çorba kasesi bütün bir günü kuşun ağzına iki lokma bir şey sokabilmek için harcadım.
Sonra akşam ve uyku vatki geldiğinde neyse artık uyuyruz moduna girdiğimizde Minik yavrum bir ağlama bir ağlama tutturdu susturana aşkolsun. Sabaha kadar devam eden ağlama krizleri ve ahşap otelde milleti uyandırdık stresi ile birlikte ( bir ara gece 3 te toparlanıp gitmeyi düşündük ) hafif benim hasta olmam da üstüne tuz biber olunca özetle canım çıktı diyebilirim.
Pazar gunu Defnecik kahvaltı yapmadı elbette, tabi o açken ben doyarmıyım. O aç ben aç takıldık öyle.. Zaten azcık oturup koşa koşa evimize döndük. Kirlik İstanbul havası ile birlikte Defnecikte kendine geldi :)
Çok yorulduk , yıprandık , ağlaştık , amaaa çokta güzel resimler çektik. Bıdırığım şelalelere bakmak yerine suya atlamayı tercih edip neden beni suya atmıyorsunuz diye çırım çırım öttü :)
İşte böyle anneciğim. Allah yokluğunu göstermesin seni çok ama çokkkk seviyorum. Ama artık babayla bir gunluğune dinlenmek istersek sen bir müddet annaneyle kalacaksın :)

16 Mart 2012 Cuma

Bir Yastıkta Kocuyoruz :)

Kuzum akşamları 22,00- 23,00 arası uyuyor. Sonrada duruma göre gece 2 ila 5 arasındaki bir saatte emziğini kaybedip uyanıp ağlıyor ve biz onu yanımıza alıp uykunun kalan kısmını anne baba yanında devam ediyoruz.
Kuzum yatağa geldiği gibi uyku sersemi hooppp kafasını benim yastığıma koyup derin uykulara dalıyorr. Sonra sabaha kadar benım tek kişilik yastığımda kuzumla kafa kafaya yatıyoruz. Yastığı bir o çekiyor bir ben :)
Annecim benim bildiğim anne ve baba bir yastıkta kocar. Ama bu gidişle biz seninle bir yastıkta kocayacağız meleğim...

27 Şubat 2012 Pazartesi

MUCİZE DEĞİŞİM :)

Minik meleğim bu haftasonu inanılmaz bir değişim gösterdi. Genelde pek gülmeyen mahsun kuzum bu hafta amanın bir mutluydu bir keyifliydi sormayınn :) Sokaklarda ilk defa pusetsiz kendi başına yürüdü ve bundan inanılmaz keyif aldı. Deniz kenarında inanılmaz güzel bir havada bol bol
sallandı kahkahalar atarak. Kahvaltımızı yaparken hele garsona bir cilvelerimiz var babamızda bende şok olduk. Bakıp bakıp göz kırpıp gülüyor köpekk :)
Birde müzik çalan bir oyuncağımız var onun müziği ile dans etmeye başladık. Accık popomuzu oynatıyoruz sonra biraz eller yukarı aşağı kalkıp iniyor derken etrafında daireler çeviriyor ve bunları yaparken , neden yapıyorum ben bu hareketleri nasıl bir içgüdüdür bu tarzı bir şaşkın bakışımız var kiii bütün hafta bıdığımı seyredip seyredip gülmekten koptum :) Ya annem valla yiycem senın bu suratını- mimiklerini-şaşkınlığını ben yaaaa

17 Şubat 2012 Cuma

Yaşasın Özgürlük

Kuzumun son aylarda en sevdiği şey , koltuğun tepesine çıkıp perdelerin ipleri ile oynamak idi. Tabi bunu bizsiz yapması mümkün olmadığı için ıh h ıhhhh şeklinde bacaklarımıza yapışıp kendini zorla koltuğa çıkarttırıp sonrada perdelere saldırıyordu. Koltuğumuz duvara dayalı ve tepesine çıkıncada perdelere kolaylıkla ulaşıldığı için biz arkadan ufak bir destekle onun oynamasını sağlıyorduk. Sonra ne mi oldu?? Olan oldu ve minik kuzum geçen hafta cuma günü kotuğun kenarında oynarken birden koltuğa tırmanıverdi. Bu duruma benim şaşırmam bi yana Defne benden de daha fazla şaşkın bir halde kahkahalar atmaya başladı. Sonra in koltuktan tırman koltuğa şeklinde yarım saatlik bir macera yaşayıpp hoopp kendi başına perdelere ulaştı. Artık en sevdiği oyun için bize ihtiyacı yok . Tabi yerler , koltuk aralıkları her yeri yastıklarla doldurduk. Miniğim düşerse canı acımasın kuzumun :)) Annesinin hayatı , hayatının anlamı minik meleğimm benimmmmm

3 Şubat 2012 Cuma

Adapazarı kanı var kuzumda :)

Benim bildiğim kolları arkada popo dışarıda göbek önde yalpalayarak yürüyen iki tip canlı var. Biri Adapazarı erkekleri :) biride penguenler :) İşte bu kategoriye benim minik kuzum da eklendi. Annecim nasıl bir yürüyüş şeklidir bu böyle :))) Sanki salonda bir penguen dolaşıyor. Kuzum yürürken bas bas bağırıyor damarlarımda Adapazarı kanı dolaşıyor diyeee :)))
Biz babasıyla gülmekten ölüyoruz. Hayır bide o endamla ileri fırlayıp 3-5 adım sonra sağa yada sola doğru yalpalaman ve hiç çaktırmadan sanki ilerlemen gereken o yönmüş gibi aynen devam etmen yok mu. Yiyesim geliyor seni vallaaa.. Elimde kalacaksın bir gun bilesin şekerpare.
16. ayın içindeyiz artık. öndeki üst ve alt 4 er dişimizden sonra arkalardada üstte ve altta 1 er tane olmak üzere 4 diş daha patlattık. Hala anne demiyoruz. Baba diyoruz ama :)
Her gece saat 2-3 gibi kendimizi anne ve babanın yanına aldırıp sokula sokula uyumaya devam..
Hala çok gülmüyoruz ciddi bir çocuğuz ve pek kimseyi sallamıyoruz modu tam gaz devam :) Ama ne guzeliz yarabbim ne güzeliz biz öyleee ...
Mahsun güzel kuzum benim...
Babamız kafası üşüdüğü için kendine kasket almış Kasteki gun içinde babamız , baba eve geldikten sonra da yatana kadar kuzum takıyor. Allahım bir kasket bir kafaya bu kadar mı yakışır. O kasket suratımızı kapatıyor yüzümüzü örtüyor düşüyor ama benim kuzum inatla onu kafasından çıkarmıyor :) Bununla ilgili resimleri en kısa zamanda ekleyeceğim.