26 Eylül 2011 Pazartesi

Kazalar başladı :(

Şimdi ilk hedefimiz çekmeceleri açıp o minicik ellerimizi içeri sarkıtmak. Ama bunu yaparken gövdemizle çekmecelere yapışınca ellerimiz sıkışıp kalıyor. Geçen kuzumun kendi odasındaki çekmece faciasından minik parmaklarını saniyenin 10 da 1 i gibi bir sürede kurtardım. Elbette elimiz arada sıkıştı ama kırılmaktan kurtuldu . O derece bir şekilde elimiz çekmece içindeyken üstüne abandık .. Sonrası bir çığlık bir ağlama ama çok şükür kırık yok :)
Derken akabinde mutfak dan bir çığlık. Oda ne benimki kitli olmayan yüksek çekmeceye tırmanıp elini içine sokup çekmeceyi kapatmış. Allahtan mutfak çekmeceleri odasındaki gibi değil daha yumuşak. Eli içerde asılı kalmış benimki asılı duruyor ve tabi ağlıyor. Hemen aldım baktım parmaklar hafif morarmış. Teyzemizin getirdiği kremi sürdüm de Allah tan çabucak geçti.
Bu sabah ben balkona çıktım ama balkon camından kuzumu görüyorum halıda Luli tv izliyor. Sonra birden 1 sn içinde kayboldu. Bende camden şöyle bir salona baktım. Oda ne hiçbir yerde yok benimki. Hemen çekmecelere gitti heralde diye bir hışım balkon kapısını açıp içeri girmek için hamle yapmamla taakkkk diye bir ses :(( Sen gel kapının dibine dayan tabi bende onu görme. Kapı kafaya girdi.. Neyseki ufak bir ağlama nöbeti ile atlattık olayı. Zaten ne demişler çok ses çıkarsa korkma :)
Ah be annecim sana bişey olcak diye ödüm kopuyor ama bi şekilde de oluyor işte. Maşallah kuru fasülye gibisin fıkır fıkırrr tutana aşkolsun ne diyim ben sana. Tulumba tatlım benimmmm sütlü nuriyemm seni yerim ben yerimmmmmm.

6 Dişli Canavar :)))

Bizde normal yok. İkişer ikişer gidiyoruz. Altınoluk dönüşü üstten bir diş daha patlatmışız aaaaa derken dun birde ne göreyim üstten bir diş daha gelmiş. Şimdi olduk üstte 4 altta 2 diş:) 6 dişli canavar :)
Herşeyi şimdi ağzımızla tutup emeklemeye çalışıyoruz. Kocaman bebeklerin bile kafalarını ağzmızla ısırıp emekliyoruz. Geçenlerde kalın -kısa bir oyuncağı ağzımızın içine alıp babamızın kucağında oynarken kafamız babamızın göğsüne çarptı ve tabi ağzımızdakide direk damağa :( Ama ne ağlama ne ağlamaa yarım saat. Velhasıl sustukan sonraki ilk sahbe başka bir oyuncağı almışız ağzımıza emeklemeye çalışıyoruz ... Nolucak bu iş bilmiyorum anneciğim kazasız belasız bu sevdayı atlatsak çok mutlu olacağız :)

21 Eylül 2011 Çarşamba

4 Dişli canavar :)

Takip etmek anlamında yazmam gerekirse ramazan bayramında Altınolukta üstten iki diş birden patlattık. Şimdi 2 hafta geçti o üst dişler iyicene çıktı ortaya. Ayrık mı ne :) Ama çok komikler altta küçücük 2 dişe karşılık üstte kocaman iki diş gerçekten çok şeker duruyor annecimmm.

Anne- Baba yanında uyumak :)

11 aylık olduk ne anne diyoruz ne baba amaa sabaha karşı ağlayıp kendimizi anne baba ortasına aldırmayı çok iyi biliyoruz. Allahım o nasıl bir yumuşaklıktır öyle. Sıcacık ekmek gibi aramıza gelip bi bana bi babasına döne döne ıhlaya ıhlaya uykusuna devam etmesi durumu yok mu durup durup ısırasım geliyor. Ayakları ağzıma dayayıp kafayıda babanın koynuna sokup huzura eriyor kuzum yaa. Dünyanın en güzel duygusu bu olsa gerek . Çok seviyorum seni anneciğim...

Sabah Kahvaltısı

Kızımın bugun sabah kahvaltısı şöyle idi. Bir tabagın içine minik minik doğranmış peynirler , domatesler , zeytinler , tereyağ ve bir parça peynir ve yumurta sarısı. bunları Serda küçük küçük ona yedirdi ve oda yedi :) İnanamıyorum resmen kahvaltı yaptı sıpam :)
Tabi sonrasında mama-süt-pekmez-ceviz karışımı muhallebisinide yedi :) Artık ciddi ciddi katı gıdalara geçtik sanırım. Her ne kadar ben hala boğazına kaçacak korkusunu yenemesemde Serda sayesinde sanırım bu kısmı aşacağız. Aybirde bir elma kemiriyor benimde zillimi kemiresim geliyor o derece :)

16 Eylül 2011 Cuma

Altınoluk ve Ramazan Bayramı

Sonunda bizde denize gittik ve ayaklarımızı denize soktuk.
Ramazan bayramınıda fırsat bilip kuzumuzu alıp Altınoluğa annanemizin yanına gittik. Seda teyzemiz ve Pelin ablamızda orda dört gözle bizi bekliyorlardı. Altınoluk günlerimizin Dubai günlerimizden pek bir farkı yoktu. Teyzesinin kuzusu Pelin '' Defne benim benden başkasının olamaz modunda olmakla birlikte her an gözünü çıkarma modunda ( aklınca seviyor zilli ) dolaşırken '' kardeşimle ben sürekli kuzuların peşinde hareket halinde birbirlerine zarar vermesinler diye debelenmekten 2 şer kilo verdik :)
Her sabah denize gittik öğlenleri uyuduk akşamüstleride gezdik.
Benim kızım annanesinin balkonundaki sallanan koltuğa bayıldı ve 9 gun boyunca tepesinden inmedi. Orda yattı orda kalktı. Dönüş sonrası ilk uyumaya çalışmamız ise evde faciayla sonuçlandı. Zilliyi koltuk modunda nasıl sallamamız gerektiğini bilemedik. En sonunda ben yatağa sırtüstü yatıp Defneyide benım üstümne sırtüstü yatırdım ve kendimi yatakta sallamaya başladım ve kuzum ancak uyuyabildi :)
Defne kuzusu denizide hiç sevmedi ve daha ayaklarının ucu suya girer girmez dudaklarına kadar morarıp titremeye başladı. O kadar zavallı bir bakış attıki bir daha kuzumu hiç suya sokmadım bol bol güneşlendi.
Pelin ablamızın bu arada 3. doğumgununude kutladık. Doğum gunu piknik organizasyonunda miniğim ya diş ya gaz bilemedik bir krize girdiki ne babası ne de ben bu seferlik partiden hiçbirşey anlamadık. Ne zamanki evlere dönüş başladı miniğim iyileşti :) Serkan amcasının karnını severek kucağında dolaştırmasınında bunda çok etkisi olduğunu belirtmek istiyorum.
Velhasıl aile saadeti şeklinde geçirdiğimiz Altınoluk günlerimiz çok ama çok güzel geçti. Artık kızım babasını çok iyi tanıyor ve ona aşık. Babamız eve geldiğinde çıldırıyoruz.
Bunuda bir başka blogumda ayrıntılarıyla anlatacağım.
Sizleri çok seviyorum kuzularım Ç:) ( Pelintom ve Defdef )