20 Aralık 2011 Salı

Yengeç Gibi Yürümek :)

Annecim süt mü içtin yoksa bizi kandırıp rakımı. Yada anlamıyorum sen bir bebekmisin yoksa yengeç mi :) O nasıl bir yürüme şeklidir öyle. 2 adım öne sonra hopppp 4 adım sağaaa sonra bir adım öne ve hooop 3 adım sola :))) Ay yiycem seni bennnnnnnn :)))

2 Aralık 2011 Cuma

Konuşuyruz ama nece konuşuyoruz :)))

Abudubuduuuu bu du buuu buda budu bu dubadubaduuu :))))Bir çift maviş göz son derece ciddi bir ifadeyle bu kelimeleri yarım saat kullanarak size bişeyler anlatırsa naparsınız.. Tabiki onu yersinizzzzzzzzz :)

Bir sepet çorap :)

Yıkamış ve katlanmaya hazır bir sepet çorabı bir bebeğin önüne koyun. Sonrada oturun uzun bir tv filmi izleyin :)) Bumudur ? bu durrrr :)))

İLK ADIMIMIZ HAYIRLI OLSUN :)

28.11.2011 gunlerden pazartesi. Eşim ve ben işten gelmişiz minik kızımızla halıda oynuyoruz. Benim saçımda kırmızılı tüllü bir toka var. Minik kuzum ayakta koltuğa yaslanmış babasına maymunluk yapıyor. Bbabamızda halının ortasında oturup kızıyla konuşuyor. Derken ben tokamı babamıza veriyorum babamızda Defne ye uzatıp gel kızım al diyor. İkimizinde beklentisi kızım ellerini halıya koyup koşarak emekleyecek iken benım kuzum birden koşar adımlarda 4 adım atarak babanın kucağına bırakıyor kendini... Ve sonunda oldu münük kkuzum sonunda ilk adımlarını attı. Gerçi yürürkenki o 3-5 saniyedeki suratının hali görülmeye değerdi. '' alla alla ilerliyorum ama sanki havadan havadan gidiyorum noluyor yahu ^^ edasıyla ama duraksamadan atılan 4 adım. Bundan sonraki süreçte geçtiğimiz 5 gun bunu bir daha pek denemedi ama artık yürümemiz yakındır diye düşünüyorum. Hadi bize kolay gelsin.:)))

22 Kasım 2011 Salı

Tüüüü Emzik :)

Zorla yatağamı yatırdım hemen kalkıyoruz yatak kenarına tutunup emziğimizi tüüü diyerek aşağı atıyoruz. Yanımamı aldım hemen yatağın başucuna tutunuyoruz ayağa kalkıp yatağın arkasına emziğimizi tüüüü atıyoruz. Kucağımda sallamayamı çalıyorum elimizi sağdan soldan çıkarıp emziğimizi pipo tutuş edasıyla alıp annenin gözlerinin içine bakarak birde yere düşünce ses çıkaracağı için gözlerimizi kısarak pattt yere atıyoruz. Yani bana diyorki anneciğim buda sana kapak olsun ben u yu ma ya ca ğımmmm :)

SANIRIM YÜRÜMEYECEĞİZ

Nerdeyse 13,5 aylık olduk ama ı ıhhh. Yürümeyeceğimmm konusunda son derece inatçı olan kızım her işini mükemmel bir ustalıktaki emekleme performansıyla halledebiliyor. Emekleyerek konuşuyor , emekleyerek yiyor, emekleyerek her yere gidiyor oyunlar oynuyor ve ayaklarınıda kullanmaya hiç ama hiç niyetli değil :)
Ellerinden tutup adım attıralım diyoruz bizim bıdık 3. adımdan sonra hoppp poposunu yere koyuveriyor.. Hani istemiyorda :)
En son dun karar verdim Defne öyle düşekalka yürümeyecek. Son ana kadar bekleyip en iyi dengesini sağladığı anda pıtır pıtır yürüyecek ve hiç aceleci olmadığı için bu dönemi sanırım oldukça sakin atlatacağız inşallah :)
Burdan devamını paylaşırım artık merakla 15 aylık olammızı bekliyorum...

ÇUF ÇUF TREN

Luli Baby de en sevdiğimiz prgram müzikli tren.. Tren gitmeye başlıyor istasyonlarda duruyor ve içine tek tek çeşitli hayvanlar biniyor ve Defne bunu izlemeye bayılıyor. Benden bundan yola çıkarak minik kuzuma arka arkaya 4 parçadan oluşan bir tren aldım. İlk başta köpek treni süren arkadaşımız ve bu parça pilin takışdığı on-off düğmesinin olduğu ağır parçamız. Arkasında da 3 parça daha var. Birinde inek - birinde domuz birinde de civcivler var.
Akşam koşarak eve geldim ve treni yere koydum ve düğmesine bastım hafif matkap sesine benzer bir vızıldamayla müzik eşliğinde trenimizinh arekete geçmesiyle benim minik kuzum bir korku çığlığı atarak üzerime yapıştı :) Aaa baktık korkuyor neyse dedim on düğmesini off yapıp onu terniyle salonda bırakıp odama gittim. Sonra birden içeriden trenin sesi geldi , yavru kuş oynamaya çalışırken düğmeyi açmış tabi tren sesiyle birlikte Defne'nin çığlığı ve koşar adım emekleme sesiyle birlikte bende aynı hızla koridora koştum. Miniğim trenden kaçıp bana gelmeye çalışırken birde düşmez mi :( Ağla ağla bir hal oldu. Treni durdurduk lokomotif kısmını çıkardık kalan 3 parçanın tekerleklerini çevirerek ses çıkarmadığına knedisini ikna edene kadar yanında oturarak en azından oyuncağının bir bölümüyle oynayabileceğine inandırdık. Ama benimki bi taraftanda ara ara kafasını uzatıp masanın üsütündeki ( ki göremiyor ) ana parçaya bakmadan da edemedi bütün gece :)))
Annecim sen seviyorsun diye aldım treni ama sanırım biraz dah beklememiz gerekecek. Yavru kurtum benim..

16 Kasım 2011 Çarşamba

13 Aylık Olduk :)

1 yaşımızı daha yeni kutladık derken birde baktım ki dün 13. ayımız da bitmiş. Ne kadarda hızlı büyüyorsun anneciğim. Büyüdükçede son derece yaramaz bi yavru kurt haline gelmeye başlıyorsun.Yavru kuzuluktan yavru kurtluğa terfi ettin haberin olsun :)
Nelermi yapabiliyoruz bu halimizle hemen anlatayım.
Bütün örtüler kaldırıldı evden çünkü parmak ucunda yükselip örtüleri saniyenin 10 da 1 i gibi bir sürede çekip üstündekilerle birlikte aşağı indirme potansiyelimiz var.
Bütün kapı kenarları mobilya kenarlarına süngerler yapıştırıldı çünkü bol bol çarpma potansiyelimiz var.
Yatağımızın mobilyasında tutunma yerini komple yediğimiz için ( suntası çıkana kadar ) eski çarşaflarla kenarlar sarıldı ki daha fazla yemesin :)
Baba mıza gayet bilinçli ve senkronize bir ses tonuyla baaa baaa diyoruzz. Mamayı görünce maaa maaa diyoruz. Kediyi görünce miavvv ( y yok ) kuzuyada meaaaa diyoruz ama çok kibar bir şekilde.. Annem bana meltemmmmm diye bağırınca arkadan defnecik naaayyyy nayyyy gibi iki hecede guya annemi taklit ediyor melodik bir biçimde :)
8 aylıkken bıraktığımız sütümüze tekrar başladık geceleri uyanıp süt içiyoruz bol bol sonrada kendimizi anne baba yanına yanına aldırıp o minik ellerimizlede burunlarını tutarak uyuyoruz. Ayaklarınıda sırtımdan içeri sokuyorsun sıcak sıcak ısırıcam o olacak :))
O kadar tatlı-o kadar bilmiş - o kadar cadı ve sanırım oldukça inat bir yavru kurt oldun ki anlatılmaz yaşanırsın meleğim.
seni çok seviyorum bi tanemmmm....

13 Ekim 2011 Perşembe

Mutlu Yıllar Birtanem

Anneciğim, benim minik küçük güzel kızım, geçen sene bu zamanlarda seni kucağıma verdiklerinde sana bakıp Allahım bu benim mi diyişimi , daha ilk gunden bikaç damla süt ememediğin için sinir krizleri geçirişimi , sürekli ağladığın ve susmadığın için babanla odanın içinde şaşkın şaşkın paniklediğimizi , içimde hissettiğim mutluluğu - huzuru sevinci ve korkuyu dün gibi hatırlıyorum.
Ne kadar çabuk geçti koca 1 yıl. Bugun 1 yaşına girdin. Ben bu satırları yazdığım sıralarda geçen sene sen daha 3,5 saat önce falan doğmuştun. Şimdi ise evde beni babanı görüp çığlıklar atıyorsun. Heryere emekliyor sıralıyorsun. Dişlerin çıktı. Bizim yemeklerimize sulanıyorsun. Sabahları ortamıza aldığımızda seni, kafanı kaldırıp benim yastığıma koyuyorsun. Birde burnunu burnuma dayayıp gözlerime bakıyorsun. Kalkmıyormuyuz anne der gibi :) 7 tane dişin çıktı. 4 üstte 3 altta. Tel sarar diyip bileğini kıvırıyor , burnunu çirkin ol modunda maymunlaştırıyor , şakacıktan öksürüp ağlıyor , biborununu o 2 minik elinle tutup sütünü içebiliyorsun.
Mamaaaa , babaaaa , ve eğer ağlarsan da annnneeeee diye kelimeler söyleyebiliyorsun. Nerede kızımın cicisi dediğimizde annanenin alıp bileğine taktığı altın nazarlığı gösteriyorsun. Tel sarar defne dediğimizde o minicik bileğini çevirmeye çalışıp birde o bilek sanki sana ait değilmiş gibi şaşkın şaşkın bakıyorsun. Babanı gördüğünde kuşlar gibi çırpınıyor beni görünce kucağına almam için hemen dizlerime tırmanıyorsun.
Seni çok seviyorum meleğim. Sen benim aşkım - dunyam - ışığım - ruhumun tamamlayıcısısın.
Hızlıca büyüyüp gidiyorsun. Biraz yavaş git emi anneciğim doya doya koklayayım seni.
İyi doğdun bitanem. Mutlu yaşlar sana. Mutlu bir ömür sanaaa...



26 Eylül 2011 Pazartesi

Kazalar başladı :(

Şimdi ilk hedefimiz çekmeceleri açıp o minicik ellerimizi içeri sarkıtmak. Ama bunu yaparken gövdemizle çekmecelere yapışınca ellerimiz sıkışıp kalıyor. Geçen kuzumun kendi odasındaki çekmece faciasından minik parmaklarını saniyenin 10 da 1 i gibi bir sürede kurtardım. Elbette elimiz arada sıkıştı ama kırılmaktan kurtuldu . O derece bir şekilde elimiz çekmece içindeyken üstüne abandık .. Sonrası bir çığlık bir ağlama ama çok şükür kırık yok :)
Derken akabinde mutfak dan bir çığlık. Oda ne benimki kitli olmayan yüksek çekmeceye tırmanıp elini içine sokup çekmeceyi kapatmış. Allahtan mutfak çekmeceleri odasındaki gibi değil daha yumuşak. Eli içerde asılı kalmış benimki asılı duruyor ve tabi ağlıyor. Hemen aldım baktım parmaklar hafif morarmış. Teyzemizin getirdiği kremi sürdüm de Allah tan çabucak geçti.
Bu sabah ben balkona çıktım ama balkon camından kuzumu görüyorum halıda Luli tv izliyor. Sonra birden 1 sn içinde kayboldu. Bende camden şöyle bir salona baktım. Oda ne hiçbir yerde yok benimki. Hemen çekmecelere gitti heralde diye bir hışım balkon kapısını açıp içeri girmek için hamle yapmamla taakkkk diye bir ses :(( Sen gel kapının dibine dayan tabi bende onu görme. Kapı kafaya girdi.. Neyseki ufak bir ağlama nöbeti ile atlattık olayı. Zaten ne demişler çok ses çıkarsa korkma :)
Ah be annecim sana bişey olcak diye ödüm kopuyor ama bi şekilde de oluyor işte. Maşallah kuru fasülye gibisin fıkır fıkırrr tutana aşkolsun ne diyim ben sana. Tulumba tatlım benimmmm sütlü nuriyemm seni yerim ben yerimmmmmm.

6 Dişli Canavar :)))

Bizde normal yok. İkişer ikişer gidiyoruz. Altınoluk dönüşü üstten bir diş daha patlatmışız aaaaa derken dun birde ne göreyim üstten bir diş daha gelmiş. Şimdi olduk üstte 4 altta 2 diş:) 6 dişli canavar :)
Herşeyi şimdi ağzımızla tutup emeklemeye çalışıyoruz. Kocaman bebeklerin bile kafalarını ağzmızla ısırıp emekliyoruz. Geçenlerde kalın -kısa bir oyuncağı ağzımızın içine alıp babamızın kucağında oynarken kafamız babamızın göğsüne çarptı ve tabi ağzımızdakide direk damağa :( Ama ne ağlama ne ağlamaa yarım saat. Velhasıl sustukan sonraki ilk sahbe başka bir oyuncağı almışız ağzımıza emeklemeye çalışıyoruz ... Nolucak bu iş bilmiyorum anneciğim kazasız belasız bu sevdayı atlatsak çok mutlu olacağız :)

21 Eylül 2011 Çarşamba

4 Dişli canavar :)

Takip etmek anlamında yazmam gerekirse ramazan bayramında Altınolukta üstten iki diş birden patlattık. Şimdi 2 hafta geçti o üst dişler iyicene çıktı ortaya. Ayrık mı ne :) Ama çok komikler altta küçücük 2 dişe karşılık üstte kocaman iki diş gerçekten çok şeker duruyor annecimmm.

Anne- Baba yanında uyumak :)

11 aylık olduk ne anne diyoruz ne baba amaa sabaha karşı ağlayıp kendimizi anne baba ortasına aldırmayı çok iyi biliyoruz. Allahım o nasıl bir yumuşaklıktır öyle. Sıcacık ekmek gibi aramıza gelip bi bana bi babasına döne döne ıhlaya ıhlaya uykusuna devam etmesi durumu yok mu durup durup ısırasım geliyor. Ayakları ağzıma dayayıp kafayıda babanın koynuna sokup huzura eriyor kuzum yaa. Dünyanın en güzel duygusu bu olsa gerek . Çok seviyorum seni anneciğim...

Sabah Kahvaltısı

Kızımın bugun sabah kahvaltısı şöyle idi. Bir tabagın içine minik minik doğranmış peynirler , domatesler , zeytinler , tereyağ ve bir parça peynir ve yumurta sarısı. bunları Serda küçük küçük ona yedirdi ve oda yedi :) İnanamıyorum resmen kahvaltı yaptı sıpam :)
Tabi sonrasında mama-süt-pekmez-ceviz karışımı muhallebisinide yedi :) Artık ciddi ciddi katı gıdalara geçtik sanırım. Her ne kadar ben hala boğazına kaçacak korkusunu yenemesemde Serda sayesinde sanırım bu kısmı aşacağız. Aybirde bir elma kemiriyor benimde zillimi kemiresim geliyor o derece :)

16 Eylül 2011 Cuma

Altınoluk ve Ramazan Bayramı

Sonunda bizde denize gittik ve ayaklarımızı denize soktuk.
Ramazan bayramınıda fırsat bilip kuzumuzu alıp Altınoluğa annanemizin yanına gittik. Seda teyzemiz ve Pelin ablamızda orda dört gözle bizi bekliyorlardı. Altınoluk günlerimizin Dubai günlerimizden pek bir farkı yoktu. Teyzesinin kuzusu Pelin '' Defne benim benden başkasının olamaz modunda olmakla birlikte her an gözünü çıkarma modunda ( aklınca seviyor zilli ) dolaşırken '' kardeşimle ben sürekli kuzuların peşinde hareket halinde birbirlerine zarar vermesinler diye debelenmekten 2 şer kilo verdik :)
Her sabah denize gittik öğlenleri uyuduk akşamüstleride gezdik.
Benim kızım annanesinin balkonundaki sallanan koltuğa bayıldı ve 9 gun boyunca tepesinden inmedi. Orda yattı orda kalktı. Dönüş sonrası ilk uyumaya çalışmamız ise evde faciayla sonuçlandı. Zilliyi koltuk modunda nasıl sallamamız gerektiğini bilemedik. En sonunda ben yatağa sırtüstü yatıp Defneyide benım üstümne sırtüstü yatırdım ve kendimi yatakta sallamaya başladım ve kuzum ancak uyuyabildi :)
Defne kuzusu denizide hiç sevmedi ve daha ayaklarının ucu suya girer girmez dudaklarına kadar morarıp titremeye başladı. O kadar zavallı bir bakış attıki bir daha kuzumu hiç suya sokmadım bol bol güneşlendi.
Pelin ablamızın bu arada 3. doğumgununude kutladık. Doğum gunu piknik organizasyonunda miniğim ya diş ya gaz bilemedik bir krize girdiki ne babası ne de ben bu seferlik partiden hiçbirşey anlamadık. Ne zamanki evlere dönüş başladı miniğim iyileşti :) Serkan amcasının karnını severek kucağında dolaştırmasınında bunda çok etkisi olduğunu belirtmek istiyorum.
Velhasıl aile saadeti şeklinde geçirdiğimiz Altınoluk günlerimiz çok ama çok güzel geçti. Artık kızım babasını çok iyi tanıyor ve ona aşık. Babamız eve geldiğinde çıldırıyoruz.
Bunuda bir başka blogumda ayrıntılarıyla anlatacağım.
Sizleri çok seviyorum kuzularım Ç:) ( Pelintom ve Defdef )

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Sandalet :)

Bir sandalet bir ayaga bu kadar mi yakisir annemmmmm :) Birde terlemezmi o patates ayaklar. Tutmayin beni yemek istiyorumm.